Un güvesi ilaçlaması ülkemizde oldukça sık yapılan ilaçlamalardandır. Sadece Fabrika yada tahıl ambarlarında değil çoğumuzun evinde mutfak yada kilerinde de sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir böcek türü olan un güvesi değirmen, depo, fabrika ve benzeri yerlerde un ve mamülleri, hububat, bazı kuru meyve ve sebzeler, kakao, baharat, kahve, kuru tütün, ayçiçeği ve baklagil tohumları ile çeşitli kuru yemişlerde beslenir, bulundukları yerlerde gıdaların üzerinde kalıntılar bıraktığı için besinlerin içeriğinde bozulmaya yol açabilirler, bu bozulmalar gıda ürünlerinin kokması ve çürümesi şeklinde olmaktadır. Dişiler, çiftleştikten sonra yumurtalarını un, tahıl taneleri ile diğer gıda maddeleri, depo veya değirmenlerdeki çatlak veya delikler ile makine aksamına yapıştırmaktadır. Bir dişi, ortalama yüz ila altıyüz adet yumurta bırakmakta ve yumurtalar 400 gün içerisinde açılmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar, ilk devrelerde kendine undan veya diğer gıda parçacıklarından yapılmış bir kılıf yaparak bunun içerisinde beslenmektedir. Larva beş gömlek değiştirmekte, olgunlaşan larva gıda ortamını terk ederek depolardaki yarık, çatlak ve girinti gibi yerlerde kokon örerek pupa olmaktadır. Nem oranının fazla olması güve oluşumuna davetiye çıkarır. Kullandığınız besinlerdeki un güvesi yada kıyafetlerinizi saran güveler ve yürüyen uçan tüm haşereler için Anka pest controlden ücretsiz keşif hizmeti alarak un güvesi ilaçlaması yada haşere ilaçlaması ve mücadelesinde en uygun fiyatlarla sorun ve sorumluluklarınızdan kurtulabilirsiniz.
Güveler hakkındaki en ilginç haber ise İlgiltere de yaşndı 19. yüzyılın başlarında İngiltere taşrasında bol kömür yakan fabrikalar ve imalathaneler bol bol is bulutu püskürttü ve Londra ile Manchester arasındaki ağaçları kararttı Bu, bölgedeki güveler için kötü haber anlamına geliyordu. Soluk, benekli bir bedene sahip olan ve bu görünümüyle normal renkli ağaçlar üzerinde arka plana mükemmel bir şekilde karışan bu böcek birden göze kolayca çarpar oldu. Kararmış ağaç kabukları üzerinde beyaz rengiyle kolayca fark edilen güve, kendisini avlayan kuşlar için kolay bir hedef haline gelmişti.On yıllar geçtikçe koyu renkli güveler türemeye başladı. Bu mutantlar aynı türe ait olmasına rağmen tipik görünümlerini terk etmiş ve ağaçlar üzerinde göze çarpmasını yeniden zorlaştıracak biçimde daha koyu renklere bürünmüştü. Yüzyıl sona ererken Manchester'daki güvelerin neredeyse tamamı siyahtı. İngiltere'de hava temizlenip ağaçlar renklerini yeniden açınca bu siyah güveler ortadan yok olmaya başladı. Ancak bu kısa var oluş sürelerinde evrimin birer simgesi oldular.
Anka pest control ve çevre sağlığı hizmetleri bir izmir haşere ilaçlama firmasıdır. Resmi fecebook sayfamız olan Anka böcek ilaçlama sayfamızdan güncel kampanyaları, ilginç haberler ve böceklerin ilginç dünyalarını takip edebilirsiniz. Web sayfamız olan ankailaclama.com üzerinden yada haşere ilaçlama nın özel telefonu olan ALO ANKA yı tuşlamanız yeterli. (256 2652-ALO ANKA)
Uçarken bile havada çiftleşebilen, kanatlarını saniyede ortalama 500 defa çırpabilen sivrisinek, küçük korunmasız cılız olmasına rağmen yağmurlu havalardan etkilenmiyor, yağmuru hiç sevmesede üstüne düşen neredeyse ağırlığının 50 katı olan bir su damlası, onun yağmurla birlikte yere çakılmasını sağlıyamıyor. Sivrisineklerin en güçlü yağmurlardan bile neden etkilenmediğini, Georgia Tech'teki makine mühendisi Prof. David Hu, bulmaya çalışmak adına araştırmalarına başlamış, 2012'de laboratuvarda yağmur benzeri bir ortam yaratıp burada uçan sivrisinekleri, süper yavaş çekim kamerası ile saniyede 24 kare yerine 4000-6000 kare kullanarak çekmiş.Yağmur damlalarından kaçmaya çalışmıyan sivrisinekler yağmur damlalarının ağır darbelerine maruz kalıyorlar, fakat darbeleri genelde vücutlarının merkezine değil, alanlarının çoğunu kaplayan ve 6 ayrı yöne uzanan bacaklarına alıyorlar. Dengeleri bozuluyor ve rotaları yamuluyor, fakat saniyenin 100'de biri gibi bir sürede toparlıyorlar. Yağmur damlasının, sivrisineği kanatlarının ortasından vurduğu en kötü ihtimalde bile ortaya pek hasar çıkmıyor çünkü sivrisinek, yağmur damlasına kıyasla aşırı hafif. Bu nedenle fazla direnç oluşmuyor ve sivrisineği önüne katan yağmur damlası istifini bozmadan düşmeye devam ediyor. Sivrisineğin yapması gereken şey, sırtındaki devasa yağmur damlasından bir an önce kurtulmak. Profesör Hu'ya göre işin en ilginç yanı da bu: Doğrudan çarpışmaların çoğunda 20 vücut boyu kadar yere doğru savrulan sivrisinek, belki de suya dirençli kıllarının da yardımıyla çok da büyük bir mesele değilmiş gibi doğruluyor ve damlanın önünden çekiliyor. Yağmur diğer kanatlı haşerele verdiği zararı çoğu zaman sivrisineğe veremiyor. Şemsiyeye ihtiyaç duymayan ezeli kanatlı derdimiz.
Saatte yaklaşık 2,5 km hız ile uçabilen sivrisinekler sokacağı canlıyı gözleriyle ve o canlının yaydığı kızılötesi radyasyon, karbondioksit ve laktik asit ile tespit eder. Sivrisineğin, soktuğu yerde salgıladığı salyası, emdiği kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde içerir ve ısırık yerinde kaşıntıya neden olan bu salyadır. Bu arada yazın başımızın derdi olan bu sivrisinekler tarafından sokulduysanız bilinki cinsiyeti dişi idi, çünkü erkekleri yalnızca bitki özsuları ile beslenirken, yumurta yumurtlayabilmeleri için kana ihtiyaç duymaları yüzünden bizi dişiler sokar. Sivrisinek ilaçlaması ve mücadelesinde, hem iç hemde dış alan sivrisinek ilaçlamalarında Anka pest control haşere ilaçlama ve çevre sağlığı hizmetleri olarak sorun ve sorumluluklarınızı üstlenmekteyiz.