En eski böcek türü, böcek türleri, Böcekler küçük olmalarına rağmen insan yaşamında çok önemli bir rol oynarlar. Besin zinciri için gereklidirler ve zararlı böcekleri yiyerek bitkilerin sağlıklı kalmasına yardımcı olurlar. Böcekler, Kretase döneminde çiçekli bitkilerin yükselişiyle birlikte çeşitliliği ve sayıları artan yüz milyonlarca yıldır Dünya'da var olmuştur. Küçük boyutlarına rağmen böcekler günlük hayatımızda çok önemli bir rol oynarlar. Beslenme zinciri için gereklidirler ve zararlı böcekleri yiyerek sağlıklı bitkilerin büyümesine yardımcı olurlar. Böcekler, Dünya'da çiçekli bitkilerin ortaya çıktığı milyonlarca yıl öncesinden beri varlar ve o zamandan beri farklı türlerin sayısı arttı. 200 milyon yıldan fazla bir süre önce, çiçekli bitkilerin zamanından beri varlar ve dünya çapında 30 milyondan fazla tür var. Bitki yaşamı için önemlidirler ve onlar olmadan bitkilerin sağlıklı kalması zordur. Böcekler, 155 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte çiçekler büyümeye başladığından beri vardı. Dünyanın en yaşlı böceği, beklediğiniz bir yaratık değil. Antik kanatlı böcek, Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'ndeki bilim adamları tarafından tanımlandı ve dinozorlardan önce gelen bir tür olduğu söyleniyor. Dünyanın bilinen en eski böceği, belki de 400 milyon yıl önce yaşamış örümcek benzeri fosilleşmiş bir yaratık olan Mesolimulus walchi'dir. 1986 yılında Almanya'da Manuel Pander tarafından bulunmuştur. Bilim adamları, sekiz bacaklı yaratığın araknidlerin erken bir akrabası olduğunu düşünüyorlar.
Çeşitli lokasyonlarda çeşitli böcek türlerinin belirlenmesi çoğalması, yaşam alanlarımızda bizi olumsuz etkileyen bu küçük türlerle mücadele etmemizi gerektirdi, teknolejinin geliştiği gibi artık böcek ilaçları insektisitler de gelişerek insan sağlığına zararı olmayan uygulamalar eşliğinde böcekleri bertaraf etmemize olanak sağladı, yine de her böceğin uygulamasında ve ilaç seçiminde farklılıklar olmakta, siz de yaşam alanınızdaki böeklerden kurtulmak ya da gelişini engellemek adına müdahale de bulunmak istiyorsanız, anka pest control haşere ilaçlama ve çevre sağlığı hizmetleri olarak sizlere yedi gün yirmidört saat hizmet veren ekibimz ile iletişime geçebilirsiniz. İzmir ve çevre illere kadar böcek ilaçlama ve dezenfeksyon uygulamaları ile çözüm ortağı olarak hizmet veriyoruz.
Hamam Böceklerinin dünyanın tüm ekosistemlerinde en yaygın ve baskın tür olmasının bir çok nedeni vardır. Ancak okuyacağınız Cambridge Üniversitesi’ndeki bu araştırma ortaya koydu ki onlar sadece dünyaya en uyum sağlayan böcek değiller, aynı zamanda en güçlü olanlarından biri.
İngiltere Cambridge Üniversitesi' nde yapılan bir araştırma, bu böceklerin, kendi vücut ağırlığından 50 kat fazla kuvvetle ısırmaları için çenelerini turbo şarj edebildiklerini ortaya kondu.
Böceklerin güçlerini arttıran ve sonrasında ısırıkları için büyük bir destek sağlayan "yavaş hareket" kaslarından oluşan özel bir set kası vardır. Araştırmacılar Hamam Böceğindeki bu kasların, boyutlarına göre insanlardan beş kat daha güçlü bir kuvvetle ısırmalarına izin verdiğini buldular.
Cambridge Üniversitesi Zooloji Bölümü Araştırma görevlisi Dr. Tom Weihmann "Bu böcekler birçok ekosistemde kuvvetleri ile egemen bir rol oynamaktadır. Bu böceklerin çenelerini kullanarak uygulayabilecekleri kuvvet miktarını, davranışsal ve ekolojik süreçleri daha iyi anlamak biyolojik mühendisliğe ilham sağlamak adına önemli bir adım olacağını" söyledi.
Dr. Weihmann, “Bizim çalışmamız normal böceklerin ısırık kuvvetlerini ölçen ilk çalışmaydı. Ve Amerikan Hamam Böceğinin, (Periplaneta Americana), kendi vücut ağırlığından yaklaşık 50 kat daha güçlü bir ısırık kuvveti üretebildiğini bulduk.” dedi.
Göreli terimlerle, önceki çalışmalar da bir insan çenesiyle oluşturulan baskı kuvveti ile karşılaştırmalı araştırmalar, dişleri olan daha büyük hayvanlar üzerinde yoğunlaşmıştır.
Ancak bu yeni çalışma, yatay olarak hizalanmış bıçaklara benzeyen çene sistemi kullanan hamamböceğinin olağandışı ısırma sistemine odaklanmıştır.
Hamam böcekleri bu çene sistemini parçalamak, kazmak, taşımak, savunmak ve yavrularını beslemek için kullanıyorlar. Ancak başlarının büyüklüğü, küçük olan bu yerin çok sıkı şekilde doldurulmasını gerektirmektedir.
Yani başlarının çok küçük olmasına rağmen çenelerinin bu kadar güçlü olmasının sırrı kullandıkları bu çene sisteminden kaynaklanmaktadır.
Bilim adamları, bu böceklerin çenelerinin bu kadar küçük bir alanda nasıl bu kadar güçlü çalıştığını keşfetmek için böceklerin ağızlarını farklı açılarda kullanmasını sağlayacak yüzlerce ısırığın gücünü ölçtüler. Isırıkların, daha kısa süren, daha zayıf ısırıklar ve daha uzun süren daha güçlü olan ısırıkların da farklı güç seviyelerinde olduğunu keşfettiler.
Dr. Weihmann, "Daha az, daha kısa ısırıklar nispeten hızlı kas lifleri tarafından üretilirken, daha uzun, daha kuvvetli ısırıklar maksimum kas gücüne ulaşmaları için zaman alan ek kas lifleri tarafından desteklenmekteydi" dedi. "Bu daha yavaş kas liflerinden oluşan ek kasların, bu böceklerin çenelerinin sürekli kavrama veya çiğneme sırasında 0.5 Newton'a kadar çıkabilmelerini sağlayacak ek bir kuvvet artışı sağladığını bulduk. Yavaş kas liflerinin kullanılması, bu küçük baş hacminde dahi en az kesit alanına çok etkili bir baskı veren kas kuvvetlerine sebep olmaktaydı." dedi.
Mühendisler, araştırdıkları ve buldukları bu çene-kas sisteminden ilham alarak, küçük ve güçlü motorlar ile desteklenmiş, güçlü cerrahi ekipman, makine ve sistemleri üretmeyi umuyorlar.
Yakın gelecekte hamamböceği sütü menülerimizde yer alabilir mi? Hindistan da kök hücre ve hücre yenileme üzerine araştırma yapan bir enstitüdeki araştırmacılar buna yürekten inanıyor. Hamamböceğinin bir türü, pasifik hamamböceğinin genç yavrularını beslemek için üretip kullandığı sütünde, kristal benzeri çok yoğun şeker-yağ ve proteinlerin geleceğin süper besini olabileceği iddiasındalar. Hamamböceklerini sevdirmek derdinde değiliz ancak bu böceklerin bilim adamlarına yeni ilham verici farklı ufuklar açtıkları da bir gerçek.
Araştırmacıların bildirdiklerine göre, hamam böceğinin bu türü diğer türlerin aksine yumurta bırakmıyorlarmış, onun yerine neslinin devamı için yavrularını genç yavru olarak doğurur. Doğumdan sonra süt olarak tabir edilen, genç yavrularını beslemek için ürettiği kristal benzeri besinin normal süte oranla 3 kat daha fazla enerjiye sahip olduğunu fark edilmiş.
Araştırmacılardan Sanchari Banerjee Hindistan Times gazetesine verdiği demeçte, bu kristal besinin tam birleşik bir gıda olduğunu, içinde yoğun olarak protein, yağ ve şeker bulunduğunu, proteinin ise bütün temel aminoasitlere sahip olduğunu gördüklerini söylediler.
Ancak asıl dikkat çektikleri nokta ise proteinlerin zamandan bağımız yapıları. Yani tüm hepsi sindirilmeden hala vücutta kalabiliyorlar, çoğalabiliyorlar. Bunun sonucunda ise proteinlerin çok miktarda üretimine yol açacak fikre ilham kaynağı olmuşlar.
Yani hiç kimse hamamböceklerini sağmayı düşünmüyor. Kısıtlı miktarlardan bu besinin yüksek miktarlarda üretimini yapabileceklerini fark etmişler.
Bu durumda bu besinin raflarda yer alması muhtemel olabilir. Araştırmacılar hamamböceği sütünün içerikçe çok besleyici ve dayanıklı bir ürün olduğunu iletse de sosyal olarak aşmaları gereken uzun bir yol olduğu açık.
Yine de araştırmacılar ısrarlı. Bu hamamböceğinin sütünün menüye katılmasa bile çok zengin bir süper protein katkısı olabileceğini düşünüyorlar.
Takımın bu araştırması Haziran ayında İUCRJ, Kristalografi Uluslararası Birliği Dergisi'nde yayımlandı.