Kalite ve sıradışı ilgi isteyenlerin en uygun fiyatlarla haşerelerinden kurtulmasını sağlıyoruz. Sayısız müşteri yorum ve memnuniyetleri ile her gün büyüyen bir aileyiz. İzmir ve çevre illere hizmet veren Anka pest control haşere ilaçlama ve çevre sağlığı hizmetleri ile henüz tanışmadıysanız şimdi tam zamanı. Garantili ve ekonomik böcek ilaçlama, güleryüzlü personel ve kaliteli hizmet ile sizlerle buluşuyor. Teknolojiyi yakından takip ediyor ve müşterilerimize son teknoloji ürün ve cihazları ücretsiz temin ediyoruz.
Her müşterimize ilk ve tek müşterimiz gibi heyecan ve ilgi ile yaklaşıyor en kaliteli hizmeti veriyoruz. Hiç bir ev ilaçlaması, cafe ilaçlaması, fırın ilaçlaması, otel ilaçlaması, şantiye ilaçlaması, avm ilaçlaması, okul ilaçlaması, bahçe ilaçlaması, vb. gibi yaşam alanı ve üretim tesis ve fabrikalarında mevcut böceği tespit etmeden ezbere ilaçlama yapmıyoruz. Haşere ilaçlamadaki en önemli unsurun keşif ve böceğin türü ve popülasyonuna bağlı yapılan uygulamalar olduğuna inanıyoruz.
Kurumsal şirket yada bireysel müşteri her ilaçlama sonrası izolasyon hakkında bilgiler verip kullanılan ilaç ve uygulamalar hakkında detaylı raporlar sunuyoruz. Sektöre girdiğimiz ilk günden bu yana müşteri memnuniyetlerinin öneminin bilinci ile hizmet vermekteyiz. Haşere ilaçlamada karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri merdiven altı çalışan kişi veya kişiler tarafından yapılan uygulamalar. Sadece bir miktar daha ucuz diye bu kişilerden ilaçlama tercih edenlerin mevcut böcekleri çoğaltmaları, arandıklarında ulaşılamamaları ve kötü basit hizmet vermeleri yüzünden, insanlarda oluşan ilaçlama basit iş mantığı sektöre olan güveni kırmaktadır. Biz bu anlayışı kırmak ve izmir de en çok aranan haşere ilaçlama firması olmak için en kaliteli hizmeti en uygun fiyatlar ile sizlerle buluşturuyoruz. Akıl almaz derecede ucuz fiyat verenlerin ortak özelliği evinize, ya su yada tarım ilacı sıkmaları olacaktır. Bu tip uygulama ve kişilere itibar etmemeli sizin ve sevdiklerinizin sağlığı ile oyun oynamalarına izin vermeyiniz.
Başka bir hizmetiz de varmı dedirten Anka Pest Control ile tanışmak için 0232 ALO ANKA 'yı tuşlamanız yeterli. herANKAlite yi seçmeniz dileği ile.
Yetişkin pireler, bir konukçudan kan çeken parazitlerdir. Larvalar, organik artıklar, özellikle de yetişkin pireler, sindirilmemiş kan içeren dışkılar üzerine beslenirler. Pireler genellikle köpekler, kediler, tavşanlar, sincaplar, sıçanlar, fareler ve diğer evcilleştirilmiş veya vahşi hayvanlar gibi kıllı hayvanlar üzerinde beslenmeyi tercih eder. Pirelerin uzun mesafelere atlama yeteneğine sahip olmasına rağmen kanatları yoktur.
Yumurtalar asalak olduğu ev sahibine bağlı değildir. Yumurtalar halı, yatak takımı, döşeme veya zemindeki çatlaklarda olur burada en fazla iki gün içinde çatlarlar.
Pireler, hayatta kalabilmek için bir ev sahibinden alınan bir kana bağımlıdırlar; bu yüzden, pirelerin çoğu hayvanlarla veya diğer memelilerle beraber eve sokulur. Bazı durumlarda, pire ilk beslendiği ev sahibi ev içinde yoksa bir iç sorun haline gelebilir. Sonrasında, yeme aktivitelerini evin içinde bulunan diğer barınaklara odaklarlar. Böyle bir duruma bir örnek, evdeki bir fare sıkıştığında ve çıkarıldığında daha önce fare üzerinde beslenen pireler daha sonra evcil hayvanlar veya insanlar üzerinde beslenmeye zorlanır.
Kemirgenlerin veya diğer potansiyel ev sahiplerinin eve girmesini engellemek için çatlaklar, boşluklar ve delikler sızdırmaz kılmak pireleri dışarıda tutmanın önemli bir dolaylı yoludur. Pire'nin eve girmesini önlemenin en etkili yolu açık hava pire habitatlarını ve dış mekan parazite fırsat olan ev sahiplerini ortadan kaldırmak ve ayrıca evcil hayvan pire kontrol kimyasal ürünleri ve evcil hayvan üzerinde veteriner tarafından onaylanan pire kontrol ürünlerini kullanmaktır.
Bir Pire Sorunu Nasıl Belirlenir ve Yönetilir?
Yetişkin pirelerin bulunması genellikle kolaydır. Pirelere ev sahibi olan evcil hayvanlar, uzun süren bir tatil ya da ikamet sonrasında pireler ile beraber eve geri dönerse, döndükten sonra, evcil hayvan genellikle pireler ile evcil hayvanlarından inmeye çalışırken karşılaşırlar.
Pire yumurtaları, larvalar ve pupalar başka bir durumdur. Bu evreler çok daha gizli ve çok daha az aktif olduğundan yumurta ve larvalar, mobilya arkasında, altında veya içinde olduğu gibi yol dışı yerlerde bulunur. Evcil hayvan yataklarında; kat çatlaklarında ve halılarda. Dişi erişkinler tarafından bırakılan yumurtalar, evcil hayvanlar hareket ettikçe düşmelerine ve böylece evcil hayvanların vakit geçirdiği ortam boyunca o ortamı da kullanılmalarına izin verirler. Pire yumurtaları ortalama bir evde mevcut olan tüm pireli popülasyonun yaklaşık yarısını temsil eder. Larva ise pire popülasyonunun yaklaşık yüzde 35'ini oluşturur.
Koşullar elverişli ise, larva yumurtalarından çıktıktan yaklaşık 5-20 gün sonra kozaya dönüşür. Pire'nin pupal safhası, pire popülasyonunun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturur. Bu koza aşaması, yetişkin piri ortaya çıkmadan önceki son gelişme aşamasıdır. Çevresel koşullar ortaya çıkma için uygun değilse, koza, gelişmekte olan pireli yetişkinleri aylarca veya daha uzun süre koruyabilir. Potansiyel bir konukçu, titreşim, artan karbondioksit seviyeleri ve konakçıya bağlı vücut ısısı ile tespit edilinceye kadar erişkin pire ortaya çıkmaz. Koza çıkan pire ilk yemekten kısa bir süre sonra yetişkin pireler çiftleşir ve dişi pireler birkaç gün içinde ev sahibine yumurta atmaya başlarlar. Dişi pire, kanla beslenmeden yumurta bırakamaz.
Pire İşaretleri
Pek çok işaret, pire aktivitesini gösterebilir. Ortak bir endikasyon kendilerini tekrar tekrar çizip yaralayan evcil hayvanlardır. Yetişkin pireleri evcil hayvan kanı üzerine beslenirken bu, pire faaliyetinin rahatsızlığından kaynaklanır. İnsanlar ayrıca kaşıntılı ısırık izlerine neden olan ısırıklarla karşılaşabilirler. Pire pisliği, yetişkin pire dışkısı da aktiviteyi gösterebilir. Pire pisliği karabibere benzemektedir ve hayvan yatakları, halılar, kilim ve hayvan barınağının bulunduğu diğer alanlarda görülebilir.
Yatakta pire mi var?
Pireler genellikle asalak olduğu ev sahibinin yatağını ve yatak takımını etkilemez. Yataklarda ve yatak takımlarında görülen pireler, beslenen hayvanla aynı yatakta uyumaya izin verilirse hayvanların kan dolaşımına ihtiyaç duymamaları veya muhtemelen hayvandan atılmalarından dolayıdır.
Bununla birlikte, ev sahibi yıkama ve yatak takımlarını uzun süre değiştirmiyorsa, pirelerin olgunlaşmamış evrelerinde bir yatağa ya da yatak takımına girmek olasıdır. Daha muhtemel durum, pire yumurtaları, larvalar ve pupalar yatağın altında yaşıyor veya muhtemelen evde beslenen hayvanların yatak ve yatak takımlarında yaşıyor olmasıdır.
Tedavi
Pirelerin olgunlaşmamış aşamaları doğası gereği çok gizemli olduğundan, ev sahibi yapması gereken ilk şey, yardım için Anka İlaçlama ve haşere kontrol uzmanıyla iletişime geçmektir. Pire kontrolünde tezgah üstü ürünlerin kullanımının çoğu, istila olayının temel nedenlerini çözmez. Zararlı yönetimi için uzmanınız kapsamlı bir inceleme yapacak ve pireı nüfusunun olgunlaşmamış evrelerinin de bulunduğu yerleri tespit edecektir. Muayene tamamlandıktan sonra, bir sonraki adım pire yönetim planını hazırlamaktır. Bu plan aşağıdakileri içerecektir:
İnsanların ve farelerin %90’dan fazla geni ortaktır. Bu durum, insan genlerinin faktörlere nasıl tepki vereceğinin anlaşılabilmesi için mükemmel bir çalışma alanı yaratır. Genetiğin de ötesine, farenin biyolojik sistemleri insanlarınkine oldukça benzer, Genetik yapısı insana en yakın olan hayvan olması alınacak sonuçların insanlarda da kullanılması açısından önemlidir. Küçük, kolay taşınabilir olması, Ucuz beslenebilir olması, Kolay muhafaza edilebilir olması, Çabuk üremeleri sayesinde genlerin kontrolü açısından sonraki nesilleride inceleyebilme olanağı fareleri en etkili kobay hayvanı yapıyor. Bilimsel araştırmalarda laboratuvar fareleri bilimin ilerlemesi için oldukça önemlidir.
Pennsylvania MCP Hahnemann Medical College Philadelphia'da görevli Dr. John Chapin ve ekibi, fareler üzerinde yapılan deneyler sayesinde "düşünerek makineleri çalıştırmanın" yolunu buldular. Bilim adamları bu metod uygulamaya koyulduğunda felçli hastaların, objeleri ve kendi kaslarını bile kontrol etmelerinin mümkün olabileceğini Nature Neuroscience Dergisinde açıkladılar. Tıp deneyleri endüstrisi ve diğer bilimsel çalışmalarda kobay farelerinden yararlanılıyor. Doğru bir genetik manipulasyonla fareler, insan hastalıklarını taşıyacak şekilde değiştirilebiliyor. Bu sayede bilim insanları, farelerin üzerinde bir insan vücudu gibi deney yapabiliyor. Fareler şimdiye dek şeker, alzheimer, şişmanlık, kanser ve diğer hastalıkları insanlar yerine taşıdılar; Dünyada 25 milyon kobay faresinin deneylerde kullanıldığı tahmin ediliyor.
Dünyada kullanılan kobay farelerini araştırma kurumlarına tedarik eden sadece birkaç kobay faresi laboratuvarları bulunuyor. Bunlardan Jackson Laboratory, yılda 2 milyon fare satıyor. Charles River Laboratories’in kobay faresinden elde ettiği yıllık gelir 500 milyon doları aşıyor. Müşterinin istediği genetik manipulasyona göre, üretilen esas farenin maliyeti onbinlerce doları bulabiliyor. Seri üretime geçtikçe sonraki siparişler ucuzlayabiliyor. Örneğin, bir şirket bir ilacın denenmesinde kullanılacak fareler için 10 milyon dolar harcayabiliyor. Romatizmalı bir kobay faresinin fiyatı 200 dolar, Kör fare 250, epilepsi (sara) hastası fareler ise 1000 dolar. Siparişle genetiği değiştirilmiş kobay faresinin fiyatı hastalığına göre 100 bin dolara kadar çıkabiliyor.
Fare hakkında genel bir kaç özellik ise Görme duyuları zayıf işitme ve koklama duyuları kuvvetlidir, Renkli göremezler, Ultrasonik seslere de duyarlıdırlar, Yeni doğanlar homeotermik değildirler 20 gün olmadan beden sıcaklıklarını kontrol edemezler, Su kaybına karşı hassastırlar, Doğduktan 3 hafta sonra sütten kesilirler. Anka Pest Control ve çevre sağlığı hizmetleri bir İzmir Haşere İlaçlama Firmasıdır, resmi fecebook sayfamız olan Anka Böcek İlaçlama sayfamızdan güncel kampanyalara ve böcek dünyası hakkında ilginç haberlere ulaşabilirsiniz.
En sevdiklerimizin yada kendi başımıza geldiği zaman ilk yapmamız gereken müdahaleleri sizler ile paylaştık. Arı, Sivrisinek, Kene, Yılan, Fare, Pire, Akrep, Örümcek yada Böcek ısırması yada sokması durumlarında ilk yardımın önemini hep birlikte inceleyelim, Haşere yada böcek gibi sağlığımızı tehtit eden bu canlılara karşı düzenli ilaçlamamızı yaptıralım.
ARI SOKMASI: Arı soktuktan sonra panik yapıp arıyı elinizle sıkarak çıkarmayınız! Arı zehir kesesini sıkmanız durumunda sokulan bölgeye daha çok arı zehirli sevk edilmesine yol açacaktır. Etkili tedavi yöntemi amonyaktır, arının sokmuş olduğu bölgeye sürülür. Üzerine buz koyarak veya soğuk su ile yıkamak, Yoğurt sürmekte etkili yöntemlerden biridir, Bir diş sarımsakta işimizi görecek doğal tedavi yöntemlerinden biridir, Sarımsağımızı iyice eziyoruz ve bölgeye sürüyoruz. Arının iğnesinin hala derinizde olup olmadığına bakınız, arının ısırdığı alanda küçük siyah nokta olup olmadığına dikkat edin. Genellikle bal arılarının iğneleri kurbanların derilerinde kalır ve 2-3 dakika içinde zehrini tamamen derinin içine boşaltır, çabuk davranarak iğneyi deriden çıkarmak arı sokmasının ciddiyet seviyesini biraz azaltabilir.
SİVRİSİNEK SOKMASI: Sivrisinekler acı hissetmememiz için derimize uyuşturucu bir madde zerkeder. Bu zerk edilen madde zamanla derimizde alerji yapar alerjinin doğal sonucu kaşıntıdır. Sivrisineğin emdiği kan miktarı da kaşıntının şiddetini artır yada azaltır. Eğer sinek vücudunuzdan bolca kan emdiyse ve kendiliğinden ayrıldıysa kaşıntı az olur. Eğer canlıyı elinizle vurdunuz ve öldürdünüzse kaşıntı şiddetli olur. Bunun sebebi sineğin bıraktığı tükürük salgısını zamanla geri emmesidir. Yani eğer siz sineği öldürürseniz canlı bıraktığı tükürük salgısını geri ememez ve kaşıntı şiddetlenir. Sivrisinek ısırığını geçiren en iyi doğal yöntem tuz dur. Isırılan bölgenin şiddetlice kaşınmasından sonra o bölgeye bir miktar su damlatır ve üzerine tuz ekelerseniz ve kuruyana kadar beklerseniz ısırık kaşıntısının hemen geçtiğini görürsünüz. Bunun sebebi tuzun derinizdeki kaşıntı yapan kimyasalları emmesidir. Bunu sağlayan şey tuzun oluşturduğu yoğunluk farkıdır.
FARE ISIRMASI: Kuduz, tifo, tifüs, veba gibi hastalıkların yayılmasında aktif rol oynayan bu kemirgenler çoğu kez kol ve bacakları ısırırlar. Farenin ısırmış olduğu yeri bol su ile yıkayınız, üzerine temiz bir pansuman koyup sarınız, Isırılan yeri kalp seviyesinin üzerinde tutmaya çalışın ve en yakın hastaneye giderek, koruyucu olarak aşı yapıldığı gibi yaranın bakım ve tedavisi de yaptırın.
KENE ISIRMASI: Kırsal alanlara çıktıktan sonra kesinlikle vücudun tamamı kontrol edilerek kene olmadığından emin olunmalıdır, tüm hayatını parazit olarak geçiren kan emici bir canlı olan kenelerin genellikle küçük boyutlarda olanları fark edilmeden insanlara yaklaşır ve yapışır, Kene ısırdığında hemen bir sağlık kurumuna gidilmeli konusunda uzman sağlık personeli tarafından çıkarılmalıdır. Eğer keneyi sigara basma ya da gaz dökme gibi yöntemlerle öldürüp çıkarmak isterseniz kenenin derinizin içine kusmasına neden olursunuz. Bu da varsa eğer hastalığın size bulaşmasına neden olacaktır. Sağlık kurumunda çıkarılan keneye mikroskop altında bakılır ve çıkarıldığı yerde parça kalıp kalmadığı anlaşılır, kene çıkarıldıktan sonra kişi müşahede altında tutularak hastalık belirtisi olup olmadığı gözlenir.
YILAN SOKMASI: Öncelikle yılan sokması sonrasında zaman çok önemli bir kriterdir, müdahalenin en kısa sürede yapılması gerekir. Isırılan bölgenin kalp hizasının altında tutulması gerekir. Dolaşımın yavaşlamasını sağlamak amacıyla yine bu bölgeyi mümkün olduğunca hareketsiz tutmaya çalışmak hastanın sağlık kuruluşuna yetiştirilene kadar zaman kazanmasını sağlayan ilk kuraldır.. Turnike yapımı da zehrin vücutta dolaşımını engelleyen bir diğer yöntemdir, ancak turnike işlemini de ilk 30 dakika içinde yapmak hasta için hayati önem taşıyabilir. Isırılan yerin emilerek zehrin temizlenmesi de zehrin bir kısmının dışarı atılmasına yardımcı olacaktır, fakat işlemin tam olarak nasıl yapılacağını bilmeyen kişilerce denenmesi yardım etmeye çalışanların da hayatlarını tehlikeye sokacaktır.
PİRE ISIRIĞI: Eğer pire ısırığına maruz kaldıysanız ve herhangi bir şey yapmadıysanız bu ısırıklar eninde sonunda daha kötü bir hal alacaktır, çünkü ısırıklar sonucu meydana gelen kaşınmalar cildin tahriş olmasına sebep olacaktır. Pire ısırığının etkilerini azaltmak için alınabilecek temel önlemlerden biri de pire ısırıklarının olduğu bölgenin kaşınmamasıdır. Bunu yapmak bir süre sonra çok zor bir hal alacaktır, eğer pireli bölgeleri kaşırsanız oluşan yaraların ve çiziklerin içerisinden, kan dolaşımına bakteriyel enfeksiyon girişi söz konusu olabilir. Pire ısırıklarının olduğu bölgede oluşan aşırı kaşınma isteğini önlemek için o bölgeye, soğuk su veya buz koymanız durumunda belirtileri bir nebze de olsa rahatlatabilirsiniz. Ayrıca oluşan şişlikleri ve tahrişleri de bu şekilde önleme şansı bulabilirsiniz. Pire ısırıklarının evde yapılabilecek tedavi işlemleri için en etkili ilaçlardan biri de kalamin losyonu olacaktır. Pire ısırıklarına karşı yatıştırıcı, sakinleştirici ve kaşıntıları dindirici bir etki yapmaktadır. Bu yüzden oluşabilecek belirtilerin direk olarak ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
AKREP SOKMASI: Sokulan yerin üst ve altından turnike uygulanarak zehirin kana ve lenfe yayılması önlenir, Yaralı bölgeye soğuk su veya buz uygulanır, Kesi yerine karbonat bulamacı konursa ağrı durur. Lokal olarak permanganat veya amonyak sürülür. Sokulan yerin üzerine havluya sarılı buz torbası koyulur. Zehir gözlere temas edecek olursa bol su veya süt vs. gibi bir sıvı ile yıkanmalıdır. Sokulan yeri bıçak vs. ile yarmak, kesmek, emmek, çeşitli merhemler sürmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Kalp ve solunum fonksiyonları takip edilmeli, Sistemik semptom görülen hastalar, özellikle çocuklar ve yaşlılar 24-48 saat süreyle müşahade altında tutulmalıdır.
ÖRÜMCEK ISIRMASI: Örümcek ısırığının olduğu bölge öncelikle sıcak su ve sabunla yıkanmalıdır. Bu ikincil enfeksiyonları önlemeye yardımcı olacaktır. Ayrıca bulaşıcı hastalıkları önlemek için alan yıkandıktan sonra bir antiseptik merhem de uygulanmalıdır. Soğuk kompres örümcek ısırıklarından kaynaklanacak şişliklerin azalmasına yardımcı olur. Etkilenen alan üzerine havluya sarılmış buz küpleri ile ya da soğuk suya batırılmış temiz bir havlu ile kompres yapılabilir. Ayrıca rendelenmiş patates buzdolabında biraz bekletildikten sonra da alana uygulanabilir. Cildin yatışmasını sağlarken ağrıyı da azaltacaktır.
BÖCEK ISIRMALARI: Böcek ısırmalarına karşı en sık tercih edilen doğal tedavi yöntemlerinin arasında Sirkeye tuz ilave edip böceğin soktuğu yere sürmek, Taze sıkılmış limon suyunu sürmenin yanısıra Lahana yaprağının suyunu sıkıp, bu suyu böceğin soktuğu yere bolca sürmek ise zehrin dağılmasını engelleyen yöntemler arasında yer alıyor.
Bir böcek yada haşere ısırığına bağlı bir zehirlenme vakası ile karşılaştığımızda bu olguların yönetimi ile ilgili desteğe ihtiyaç duymaktayız, bu sebeple kurulmuş olan Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM) bizlere bu anlamda hizmet vermektedir. Günümüzde konusunda yetkili “Ulusal” tek merkez UZEM’in 114 no’lu çağrı merkezi Türkiye’nin dört bir yanından gelen telefonlara 7/24 cevap vererek medikal destek sağlamaktadır. Ev, İş yeri, tüm yaşam ve kullanım alanlarınızdaki yürüyen, uçan haşere ve kemirgenler ile mücadelenizde Anka Pest Control olarak sorun ve sorumluluklarınızı üstlenmekteyiz.
Otel, Motel, Hotel, Tatil köyü gibi müşteriye konaklama hizmeti veren işletmeler, konaklamanın yanı sıra konfor, temizlik, iyi yetişmiş personel ve eğlence temin etmek üzere de titiz davranmak durumundadırlar. Bu gibi bilinçli otel ve işletmelerin mevsimlik, sezonluk yada yılın 12 ayı açık olmasına bağlı aylık periyodik haşere ve kemirgenlere karşı ilaçlama yaptırmaları, hijyen açısından olduğu kadar müşterilerin istenmeyen görüntülere maruz kalmaması açısından da önem teşkil etmektedir.
Otel ilaçlaması son derece kordineli bir mücadele ve ekip çalışması gerektirir. Otel satın alma, müdür, yada sahibi tarafından karşılıklı imzalanmak üzere sezonluk yada yıllık sözleşme yapılır. Kullanılan ilaçların markalarından, uygulamalara, tesis için ayrılan elaman sayısından, belirlenen günlere, aylık ödeme tarih ve fiyatlarına kadar detaylı bir sözleşme ile haşere ilaçlama mücadelesine başlanır. Otel ilaçlaması için yapılması gerekenlerin başında Hangi zararlıyla mücadele ettiğinizi bilmeniz gerekmektedir. Haşerenin türüne göre ilaçlar kullanılmalıdır, Öncelikle vaziyet planı üstünde nerelere nasıl ve hangi ekipmanlarla müdahale edileceğine ekip sorumlusu ve ekipçe karar verilir. Otel gibi müşterisine kaliteyi sunmakla mükellef olan işletmelere gelişi güzel kıyafetler ile gidilemez. Tüm ekip Üstünde temsil ettiği firmanın logosunun bulunduğu, adının yazılı olduğu kıyafet ve duruma göre özel kıyafetler ile göze de hitap etmeli, işletmeyi küçük düşürücü ve basit hizmet veren davranışlardan kaçınılmalıdır.
Otel ilaçlamalarında mümkün olduğu kadar müşterileri rahatsız etmemek huzursuz olmalarına engel olmak esastır. Bu yüzden Otel kural ve kaideleri doğrultusunda değişen disco, sinek bar, havuz kenarı barları, mutfak, anfi tiyatro, oyun salonları tamamen kapandıktan sonra yada otel müşterisinin hiç olmadığı yada en az olduğu sabaha karşı olan saatlerde ilaçlama yapılır. Tüm otel müşterileri odalarına çekilmişken, havuz kenarları, sinek bar, yemekhaneler, mutfak, lobi, resepsiyon, havuz daireleri, yönetim ofisleri, tiyatro oyun salonları, teras, çamaşırhane, jenaratör daireleri, restaurantlar, tüm ortak kullanım alanları böceğin türü ve yoğunluğuna bağlı olarak uygun ilaç ve ekipmanlarla ilaçlanır.
2. aşama otel müşterilerinin odalarıdır. Bu ilaçlama da otel, ilaçlama firmasının yanına odalardan sorumlu bir housekeeping bir görevli verir. Odaların ilaçlama saati genellikle sabah tüm müşterilerin kahvaltı için odayı terk ettikleri saatlerdir. Housekeeping kapıyı çalar, odanın boş yada müşterinin izin vermesi durumunda odalara girilir. Tüm otelin çevresi ve olası kemirgen aktivitesine karşı uygun yerlere kapalı yada açık kemirgen (fare) monitör-istasyonları konumlandırılır, gerekli yemleme yapılıp gözlem altına alınır. Otelin, işletmenin çevresel konumu Yılan ve akrep gibi zararlıların ziyaretine müsade ediyor ise tüm tesisin çevresi, Uygun olma durumunda yılan ve akrebe karşı özel zehir ve kükürt karışımı ile çevrelenir.
Peysaj ve bahçe bitki türlerine göre özel ilaçlar ziraat mühendislerince seçilir. Bahçe zararlılarıyla mücadelede rüzgarsız havalarda ulv cihazı yada sırt tipi pülverizatörlerle Özel elbise ve koruyucu maskeler ile çevreye zarar vermeden ilaçlama yapılır. Kullanılan tüm ilaçlar uygulamalar, marka, miktar ve saatlerinin olduğu detaylı bir rapor ile Otelin ilgili birimine verilir. Uygulanılacak programda kullanılması düşünülen teknoloji ve ilaçların çevreye ve hedef dışı canlılara olumsuz etki yapmaması, Seçimi yapılacak pestisitlerin cinsi ve formülasyonu uygulama aşamasında iklim ve çevre koşullarına uygun olması gerekmektedir. Programı sürdürmek için gerekli olan bilgiler ile tecrübe gerektiren konularda yeterli eğitimli personelle sahip olunmalıdır. Yapılan uygulamalar ile birlikte insanlar ve çevre üzerine toksit risk yüklenmemelidir.
Böcek yakalama başarılarını görüp bu bitkileri beslemek isteyenleriniz olucaktır, haşere, böcek, sinek bir çok zararlı ile mücadelede size yardımcı olacak bitkiler, Böcek yiyen bitkiler olarak da adlandırılan bu bitkilerin yaprakları böceği yakalayıp sindirebilecek özellikte bir yapıya sahiptir, İbrik otu, sinek kapan, güneşgülü, su ibriğigiller en çok bilinen böcek yeme özelliğine sahip bitkilerdir kısa bir tanıtma ile,
İbrik otu: Dışı parlak canlı renklerle donatılmış olan ibriğin içyüzü, bal özü denen, böcekler özelliklede kelebekler için çekici, kaygan ve yapışkan bir maddeyle sıvalıdır. Dibindeki sıvı da yapışkan bal özüdür. Cazip bir yiyecek deposu bulduğunu sanan kelebek, haşere, böcek, sinek ibriğin üst dudak kısmına konup iştahla bal özünü yemeye başlar. Karnı doyunca çıkmak yada uçmak ister ama, bacaklarını yapışmış olduğu yerden çıkaramaz. Tuzağa düştüğünü çok geç anlayan böcekler. Debelendikçe aşağıdoğru kayar, kaydıkça daha fazla güç harcayıp yukarı çıkmak istesede, Sonunda sıvıya düşerek çabalaya çabalaya boğulur, İbrik otu da onu sindirerek beslenir.
Sinek kapan: Oldukça renkli ve dikkat çekici bir yapısı olan venus fly trap bitkisi adıyla da bilinen sinek kapan,, doğanın sunduğu en farklı bitki türlerinden biridir. Kapanları oldukça çekici görünür, eklembacaklıları haşere böcek ve sinekleri kendine çeken tatlı aromalar ve nektarlarla doludur. Çevreye küçük hayvanların hoşlanacağı hoş kokular salmasıyla bitkinin tadına bakmak isteyen bu hayvanlar tuzağına düşerek yem olurlar. Kapanın içinde hareketi algılayacak elektrik mekanizması ile donatılmış üç adet kıl vardır. İlk kıl tetiklendiğinde kapan hemen kapanmaz, avın yeterli büyüklükte olduğunu anlamak için ya da yanlış alarm olmadığından emin olmak için diğer kıllardan en az birinin daha tetiklenmesini bekler, 20 saniye içinde ilk tetiklenen kılın tekrar tetiklenmesi durumunda da kapan hızlı bir şekilde kapanır. Av bitkinin kapanını tetikler ve kapan büyük bir hızla kapanarak bitkiyi hapseder. Artık av için kurtuluş şansı kalmamıştır. Çırpındıkça kendini daha da zor duruma sokar. Sinek kapanı bitkisinin sindirim enzimleri devreye girerek avı yavaşça sindirir.
Güneşgülü: Latince adı Drosera capensis, Türkçe adı güneş gülü olan bitki, böcek yiyen etçil bitki türlerinden biridir. Dokunaçlarda bulunan kokuya aldanan böcekler damlacıklara yapışır ve yaprak ağır ağır kapanır. Güneş gülü böceği yaprağı ile sardıktan sonra sindirim enzimlerini salgılar ve böceği sindirir.Bu süreç sonunda kendisi için gerekli olan besinleri ve azot elenmetini sağlamış olur. Böceklerin korkulu rüyası olan bu bitki insanlar içinse çok yararlıdır. Spazm çözücü. öksürüğü kesici etkisi ile başta boğmaca gibi öksürüklü hastalıklar olmak üzere astım ve bronşitte de, Farenjit ve larenjitte faydalı, vereme karşı etkili özelliği vardır. Güneş gülü otunun yaprakları, çiçeği ve sürgünleri kullanılır. güneş gülü bitkisinin toprak üstü kısımları kurutulduktan sonra suda kaynatılarak içilebilir. Kullanımı: 1 çorba kaşığı 400 gr. kaynar su ile haşlanır, 2 saat bekletilir, süzülür. Günde 3 defa yemeklerden evvel birer çay bardağı alınır. Ama yine de denemeden önce uzmanlarla görüşüp doktor izni ile kullanılmasında fayda var.
Su ibriğigiller: İçi sindirim sıvısı ile dolu sürahiye benzer bu bitkiye yaklaşan sinek haşere böcek kaygan yüzeyden dolayı tutunamayarak kayar ve bu sıvı içerisine boğulurlar. İçi sindirim sıvısı ile dolu bu tuzaklar kısa sürede sineklerin, böceklerin, haşerelerin hareketsiz kalmasına neden olur.
Etle beslenip bizi böcek istilasından kurtarmaya hazır etobur yapıda 600 kadar bitki çeşidi bulunmaktadır.
SÜRAHİ ŞEKLİNDE OLAN BİTKİLER: Tıpkı sürahi gibi üstte uzun bir boyuna, altta ise balonsu su haznesine sahiptirler, Üst kısma gelen böcek nekadar çırpınsa da boyundan aşağıya doğru kayar ve balonsu haznede salgılanan enzimler tarafından sindirilir. Daha çok küçük böcekleri yiyebilen bu grup bitkilerin içinde bir de küçük fare ve bazı kertenkeleleri de yiyebilen büyük bitkiler vardır.
KESE ŞEKLİNDE BİTKİLER: Kese şeklinde bir yapıya sahiptir. Böcek, açık kese ucuna dokunduğu anda bir basınç oluşturarak böceği emer ve kendine doğru çeker.
VENÜS KAPANI ŞEKLİNDE BİTKİLER: Menteşeli bir dişliye benzer, Orta kısımda bulunan tüylere dokunan böcek, bitkiyi uyarır ve bitki hızla kapanarak arada böceği sıkıştırır, Bu böceğin sindirimi birkaç haftayı bulabilmektedir.
ISTAKOZ KAVANOZU BİTKİLERİ: Y harfi şekilli bir böcek yakalayıcısıdır, Ağız kısmında bulunan tüyler böceği çırpınsa dahi hızla aşağıya doğru iter, Y’nin alt kısmı diyebileceğimiz mide bölümünde hızla sindirilirler.
Bahçenizde yada evinizde saksıda yetiştirmek isteyebileceğiniz bu böcek yakalayan bitkilerinin fiyatları, bakımı hakkında detaylı bilgilerine google üzerinden ulaşabilirsiniz. Yinede evimde, apartmanımda, yaşam alanımda etobur bir bitki de, haşere, böcek te görmek istemiyorum diyorsanız. Profesyonel Haşere ilaçlama firmalarından destek alabilirsiniz.
Uçarken bile havada çiftleşebilen, kanatlarını saniyede ortalama 500 defa çırpabilen sivrisinek, küçük korunmasız cılız olmasına rağmen yağmurlu havalardan etkilenmiyor, yağmuru hiç sevmesede üstüne düşen neredeyse ağırlığının 50 katı olan bir su damlası, onun yağmurla birlikte yere çakılmasını sağlıyamıyor. Sivrisineklerin en güçlü yağmurlardan bile neden etkilenmediğini, Georgia Tech'teki makine mühendisi Prof. David Hu, bulmaya çalışmak adına araştırmalarına başlamış, 2012'de laboratuvarda yağmur benzeri bir ortam yaratıp burada uçan sivrisinekleri, süper yavaş çekim kamerası ile saniyede 24 kare yerine 4000-6000 kare kullanarak çekmiş.Yağmur damlalarından kaçmaya çalışmıyan sivrisinekler yağmur damlalarının ağır darbelerine maruz kalıyorlar, fakat darbeleri genelde vücutlarının merkezine değil, alanlarının çoğunu kaplayan ve 6 ayrı yöne uzanan bacaklarına alıyorlar. Dengeleri bozuluyor ve rotaları yamuluyor, fakat saniyenin 100'de biri gibi bir sürede toparlıyorlar. Yağmur damlasının, sivrisineği kanatlarının ortasından vurduğu en kötü ihtimalde bile ortaya pek hasar çıkmıyor çünkü sivrisinek, yağmur damlasına kıyasla aşırı hafif. Bu nedenle fazla direnç oluşmuyor ve sivrisineği önüne katan yağmur damlası istifini bozmadan düşmeye devam ediyor. Sivrisineğin yapması gereken şey, sırtındaki devasa yağmur damlasından bir an önce kurtulmak. Profesör Hu'ya göre işin en ilginç yanı da bu: Doğrudan çarpışmaların çoğunda 20 vücut boyu kadar yere doğru savrulan sivrisinek, belki de suya dirençli kıllarının da yardımıyla çok da büyük bir mesele değilmiş gibi doğruluyor ve damlanın önünden çekiliyor. Yağmur diğer kanatlı haşerele verdiği zararı çoğu zaman sivrisineğe veremiyor. Şemsiyeye ihtiyaç duymayan ezeli kanatlı derdimiz.
Saatte yaklaşık 2,5 km hız ile uçabilen sivrisinekler sokacağı canlıyı gözleriyle ve o canlının yaydığı kızılötesi radyasyon, karbondioksit ve laktik asit ile tespit eder. Sivrisineğin, soktuğu yerde salgıladığı salyası, emdiği kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde içerir ve ısırık yerinde kaşıntıya neden olan bu salyadır. Bu arada yazın başımızın derdi olan bu sivrisinekler tarafından sokulduysanız bilinki cinsiyeti dişi idi, çünkü erkekleri yalnızca bitki özsuları ile beslenirken, yumurta yumurtlayabilmeleri için kana ihtiyaç duymaları yüzünden bizi dişiler sokar. Sivrisinek ilaçlaması ve mücadelesinde, hem iç hemde dış alan sivrisinek ilaçlamalarında Anka pest control haşere ilaçlama ve çevre sağlığı hizmetleri olarak sorun ve sorumluluklarınızı üstlenmekteyiz.
Yakın gelecekte hamamböceği sütü menülerimizde yer alabilir mi? Hindistan da kök hücre ve hücre yenileme üzerine araştırma yapan bir enstitüdeki araştırmacılar buna yürekten inanıyor. Hamamböceğinin bir türü, pasifik hamamböceğinin genç yavrularını beslemek için üretip kullandığı sütünde, kristal benzeri çok yoğun şeker-yağ ve proteinlerin geleceğin süper besini olabileceği iddiasındalar. Hamamböceklerini sevdirmek derdinde değiliz ancak bu böceklerin bilim adamlarına yeni ilham verici farklı ufuklar açtıkları da bir gerçek.
Araştırmacıların bildirdiklerine göre, hamam böceğinin bu türü diğer türlerin aksine yumurta bırakmıyorlarmış, onun yerine neslinin devamı için yavrularını genç yavru olarak doğurur. Doğumdan sonra süt olarak tabir edilen, genç yavrularını beslemek için ürettiği kristal benzeri besinin normal süte oranla 3 kat daha fazla enerjiye sahip olduğunu fark edilmiş.
Araştırmacılardan Sanchari Banerjee Hindistan Times gazetesine verdiği demeçte, bu kristal besinin tam birleşik bir gıda olduğunu, içinde yoğun olarak protein, yağ ve şeker bulunduğunu, proteinin ise bütün temel aminoasitlere sahip olduğunu gördüklerini söylediler.
Ancak asıl dikkat çektikleri nokta ise proteinlerin zamandan bağımız yapıları. Yani tüm hepsi sindirilmeden hala vücutta kalabiliyorlar, çoğalabiliyorlar. Bunun sonucunda ise proteinlerin çok miktarda üretimine yol açacak fikre ilham kaynağı olmuşlar.
Yani hiç kimse hamamböceklerini sağmayı düşünmüyor. Kısıtlı miktarlardan bu besinin yüksek miktarlarda üretimini yapabileceklerini fark etmişler.
Bu durumda bu besinin raflarda yer alması muhtemel olabilir. Araştırmacılar hamamböceği sütünün içerikçe çok besleyici ve dayanıklı bir ürün olduğunu iletse de sosyal olarak aşmaları gereken uzun bir yol olduğu açık.
Yine de araştırmacılar ısrarlı. Bu hamamböceğinin sütünün menüye katılmasa bile çok zengin bir süper protein katkısı olabileceğini düşünüyorlar.
Takımın bu araştırması Haziran ayında İUCRJ, Kristalografi Uluslararası Birliği Dergisi'nde yayımlandı.
İnsan nüfusunun hızlı artışı doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesine ve birçok türün yok olma sürecinin başlamasına neden olmuştur. Fareden oluşan zararlı etkilerin, izlenebilmesi, sayısal olarak ifadesi çok nadir olarak başarılmakta, çoğu zaman da zararın telafisi için geç kalınmaktadır. Farelerin oldukça gelişmiş bir duyuları vardır, özellikle dokunma ve koklama duyuları iyi gelişmiştir, İyi koşarlar, tırmanırlar ve yüzerler, Ekolojik toleransları oldukça fazladır buna bağlı olarak sıcaklık değişimlerine iyi uyum sağlarlar, bazı yabani türleri kış uykusuna yatarlar (hibernasyon) bir çok hastalığın yayılmasında aktif rol oynayan fareler çok sayıda maddeyi (Sabun, kablo, karton..vb) besin olarak tüketebilirler.
Fare dışkısını ve izlerini göremediğimiz Mutfak veya başka bir mekanda şüphelenilen alana floresans izleme tozu az miktarda dökülür ve tam bir karanlık ortamda UV ışığı altında yüzeyler incelenir. Etrafa idrar yapılmışsa mavi parlak renkte görülerek saptanabilir. Fare ilaçlaması ve mücadelesinde en çok kullanılan 3 yöntem, Mekanik mücadele, Biyolojik mücadele, Kimyasal mücadele.
MEKANİK MÜCADELE: Fare ilaçlaması için Canlı ve ölü yakalama kapanları olmak üzere farelerin geçiş yolları ve muhtemel barınma yerlerine istasyonlar kurulur. Yem olarak peynir veya üzerine fıstık ezmesi sürülmüş ekmek kullanılır.
BİYOLOJİK MÜCADELE: Bunların doğal düşmanları kediler, sansarlar, baykuşlar ve diğer yırtıcı kuşlardır. Özellikle şehir etraflarındaki ağaçlarda bulunan baykuşların korunması gerekir, bu kuşlar gece uçarak etrafta dolaşan kemirgenlerin populasyonunu baskılarlar. Ayrıca kedi feromonları da son yıllarda repellent olarak kullanılmaktadır.
KİMYASAL MÜCADELE: Fare ilaçlaması ve Kemirgenlerle mücadelede kullanılan rodentisidler, kimyasal zehiri yemeleri sonucu kemirgen kalp krizi, kanama ve böbrek yetmezliğine gibi sorunlardan dolayı ölür. Kimyasal mücadelede hedef dışı zararlılara karşı önlemler alınması gereklidir.
Fare ilaçlaması konusunda En son yöntem ve uygulamalar ile etkili ve çözüm odaklı mücadele, İzmir Anka Böcek İlaçlama Haşere Kontrol ve Çevre Sağlığı Hizmetleri tarafından yapılmaktadır. İzmir Anka Böcek İlaçlama Haşere Kontrol ve Çevre Sağlığı Hizmetleri olarak önce ücretsiz keşif yapılır ve uzmanlar tarafından seçilen çevreye uygun uygulamalar ile müşterinin belirlediği gün ve saate sadık kalınarak en uygun fiyatlarla kemirgenler ile mücadelenizdeki sorun ve sorumluluklarınızı üstlenmekteyiz.
Mutfak ilaçlaması, ev ilaçlaması denilince her haşere ilaçlama firmasının en önem verdiği yaşam ve kullanım alanıdır. Böcek popülasyonunun en yaygın olduğu, yada evinize yerleşim sağladıkları başlangıç noktalarının temel alanıdır. Bu yüzden çoğu kez evimde değil ama sadece mutfakta böcek görüyorum sözünü duymuşsunuzdur. Hamamböcekleri sürekli gıda tüketmek isteyen susuz yaşayamayan canlılardır. Diğer odaların aksine evinize giriş yapmaları için çok uygun yollara sahip böcek ve haşereler, su giderlerinizden, makina bağlantı yerlerinizdeki çatlak yarık boşluklardan, kapatılmamış baca deliklerinden rahatlıkla, Yeni evini ilaçlatmış bir üst alt komşunuzdan gelebilir yada önceki barındıkları yerlerdeki yemek menüsünden daha zengin bir menünüz olduğunu düşündüklerinde tüm apartmanı dolaşarakta sizi bulabilirler. Tabiki mutfağınızda evinizde böcek görmek için tek şart bunlar da değil, tamire gönderdiğiniz bir çamaşır, bulaşık makinanız, buzdolabı yada fırınınız var ise Döndüğünde içinde böcekle bereber gelmiş olabilir. Truva atı görevi görmüş olan bu cihazlarınızı kontrol ederek yada aldıktan sonraki birkaç gün gözlemlemek en doğrusu olacaktır. Mutfağınıza hızlıca yayılmak isteyen bu böceklere erken müdahale,diğer odalarada yuva yapmamaları açısından sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için doğru bir davranış olacaktır.
Mutfak ilaçlaması ev içinde en uzun kalınan alandır, böceğin türü ve popülasyonu uzmanlarımız tarafından keşfedilerek, o esnada böcek görülmemiş ise, ev sahibine tablet bilgisayardan görsel sunum yapılarak karşılaştıkları böcek türünü onaylatıp, ona uygun ilaç ve jel uygulamalar ile müdahale edilir. Mutfak dolap içlerindeki menteşe boşlukları, çekmece kızakları, fırın arkası, buzdolabı petekleri yoğunluk görülmesi halinde buzdolabı kapağı lastik içlerine varıncaya kadar belli aralıklar ile jel uygulaması yapılır. Böcek türü alman hamamböceği değil ise mutfağın genel alanlarına sıvı ilaç yapılabilinir. Sorun alman hamamböceği ise kesinlikle mutfak ilaçlaması sıvı pestisit kullanılmadan yapılmalıdır. Kullanılan yöntem, ilaç ve uygulamalar mutfağınızdaki hiç bir dolabı boşaltmanızı gerektirmez, sıvı teması olmadığı için İlaçlama sonrası da temizlik yapmak, araç gereçlerinizi yıkamak sterilize etmek zorunda kalmazsınız. Evin diğer kalan odaları ve balkonlar sıvı ilaçlama uygulaması ile yapılıp Kullanılan ilaç ve uygulamalar hakkında detaylı rapor Garanti belgesi ile müşteriye teslim edilir.